Tabularından Kurtulamamış Filtreli Beyinler Üzerine
Şimdi ülkemizde bunlar bolcadır, çeşit çeşittir. Rasyonalitenin özümsenmediği toplumlarda yadsınamaz bir gerçektir zaten.Hiçbiri böyle olduğunu kabul etmese de " beni bile kızdırdılar.", "din elden gidiyor.", " vatan hainleri", " Türkiye İran olacak, laiklik elden gidiyor." "en iyi Kürt, ölü Kürt" sözleriyle kolaylıkla ayırt edilebilirler.
Hepsi birer toplum mühendisidir ve geleneklerimizin ,göreneklerimizin, ahlakımızın ve hatta resmi ideolojimizin bir o kadar kudretli, bir o kadar yılmaz bekçileridirler. Amansızdırlar. Toplum için zararlı oluşumları, sözleri, davranışları anında tespit eder, gereğinin yapılmasını da sosyal bir sorumluluk olarak görürler.
Yaftacıdırlar, kendilerine ters gelecek bir düşünce hasıl olduğunda anında olay yerindedirler ve anlamadan dinlemeden, senin karakterin, yaşayışın, siyasi ideolojin ve inandıkların ya da inanmadıklarından hakkında, sayısız genellemede bulunabilirler.
En sevdikleri yaftalar, liboş, vatan haini,faşist, şeriatcı,dinsiz ve terörist olarak sıralanabilir.
Geneli sekterdir. Kendi düşündüklerinin mutlak doğru olduğunu düşünürler ve başkasının düşündüklerine minumum saygıyı gösterirler. Mütemadiyen de başkalarının düşündüklerini kendilerine yapılan bir saygısızlık olarak görürler.
Halbuki ortada saygısızlık falan yoktur, kişi sadece kendi görüşünü dile getirmiştir ama onlara göre dar ağacı hazırlanıp, kısa yoldan öteki dünyaya postalanmalıdır. Bu kadar abartı düşünenleri de mevcuttur.
Birçoğu kitap okumaz, okuyanlarının da çoğu saplantılıdır. Zaten kitap okuyan bir kişinin zamanla ufkunun genişlememesi ve farklı düşüncelere saygı göstermemesi insanın kendini zorlayarak dahi başaramayacağı davranışlardandır.
Evrim teorisi başlığında fütursuzca, " biz maymundan gelmedik, maymundan gelenlerin de soyundan değiliz" derler. Ad hominemin doruklarında yaşarlar, aşağı da inmeye pek niyetleri yoktur.
Kendilerine ayıp gelebilecek davranışlara hiç tahammülleri yoktur. "Biri sıçmak mı dedi, biri sevişmek mi "dedi, her gün bu eylemleri hunharca yerine getirmelerine rağmen, birileri bunları dile getirdiğinde, ayıp etmiş olur, toplum ahlakını bozuyor gibi düşünürler.
Onlar en namusluları, en vatanperverleri ve en dindarlarıdır. Her şeyi ama her şeyi herkesten daha iyi bilebilirler. Birçoğunun en sevdiği cümlelerden bir ikisi " Kitap okumuş ama adam olamamış" ya da " eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır" dır.
Genel olarak zeytinyağı yoğunluğuna ve pişkinliğine sahiptirler, sürekli su üstüne çıkmayı becerebilirler.
Kemalizmi ve Atatürk'ü sorgulanamaz olarak görürler birçoğu, putlaştırmakta da üstlerine yoktur. Tedrisat onlara ne verdiyse, onlar için doğru odur, daha fazlasını araştırmaya ya da öğrenmeye niyetleri yoktur.
Geneli zeki olduğunu ve kendilerinin mükemmele yakın şeyler düşündüğünü zannederler ya da mütevazılığı dünyanın en büyük erdemi olarak görürler. Çünkü onların en çok işlerine gelen erdem mütevazılıktır, bilgisizlikleri,yeteneksizlikleri su yüzüne çıksın istemezler.
Bazıları da komünizmi dinsizlikle eş değer tutar ve bu yüzden Marksizmi mütemadiyen kulaktan dolma bilgilerle, genelde de Rusya'yı ve Çin'i örnek göstererek ölesiye çürütürler. Bu bir başkaldırıdır ve vatanı dinsizlere karşı savunduklarını düşünürler. Birçoğu marksizmle alakalı en ufak bir şey dahi okumamıştır ama Harun Yahya ve türevlerinin yazdığı komünizmi kötüleyen kitaplar, kitaplıklarının en güzel yerinde, onlara entelektüel bir hava katmaktadır.
Sadece bir düşünceyi okuyarak, okumuş olarak doğru yolu bulduklarını düşünürler. Kendilerinden fazlaca emindirler ve birçoğunda ne yazık ki aptal ya da cahil cesareti vardır.
Böylelerine öfke duyuyorum evet. Çünkü insan öncelikle karşısındakine saygı duymalı ve gereksiz romantizmden kaçınmalıdır. Ona ayıp gelen şeyin koskoca bir toplum öyle kabul etmiş olsa dahi kanun hükmünde ayıp kabul edilmesi diye bir şey yoktur. Küfrederek vatan kurtaranlar, kavga ederek erdemci takılmaya çalışanlar bu yazıyı okusunlar. Bu mantığın artık bize bir şey katmadığını ve insanın kendisini geliştirmekle yükümlü olduğunu görebilmek dileğiyle.
Hepsi birer toplum mühendisidir ve geleneklerimizin ,göreneklerimizin, ahlakımızın ve hatta resmi ideolojimizin bir o kadar kudretli, bir o kadar yılmaz bekçileridirler. Amansızdırlar. Toplum için zararlı oluşumları, sözleri, davranışları anında tespit eder, gereğinin yapılmasını da sosyal bir sorumluluk olarak görürler.
Yaftacıdırlar, kendilerine ters gelecek bir düşünce hasıl olduğunda anında olay yerindedirler ve anlamadan dinlemeden, senin karakterin, yaşayışın, siyasi ideolojin ve inandıkların ya da inanmadıklarından hakkında, sayısız genellemede bulunabilirler.
En sevdikleri yaftalar, liboş, vatan haini,faşist, şeriatcı,dinsiz ve terörist olarak sıralanabilir.
Geneli sekterdir. Kendi düşündüklerinin mutlak doğru olduğunu düşünürler ve başkasının düşündüklerine minumum saygıyı gösterirler. Mütemadiyen de başkalarının düşündüklerini kendilerine yapılan bir saygısızlık olarak görürler.
Halbuki ortada saygısızlık falan yoktur, kişi sadece kendi görüşünü dile getirmiştir ama onlara göre dar ağacı hazırlanıp, kısa yoldan öteki dünyaya postalanmalıdır. Bu kadar abartı düşünenleri de mevcuttur.
Birçoğu kitap okumaz, okuyanlarının da çoğu saplantılıdır. Zaten kitap okuyan bir kişinin zamanla ufkunun genişlememesi ve farklı düşüncelere saygı göstermemesi insanın kendini zorlayarak dahi başaramayacağı davranışlardandır.
Evrim teorisi başlığında fütursuzca, " biz maymundan gelmedik, maymundan gelenlerin de soyundan değiliz" derler. Ad hominemin doruklarında yaşarlar, aşağı da inmeye pek niyetleri yoktur.
Kendilerine ayıp gelebilecek davranışlara hiç tahammülleri yoktur. "Biri sıçmak mı dedi, biri sevişmek mi "dedi, her gün bu eylemleri hunharca yerine getirmelerine rağmen, birileri bunları dile getirdiğinde, ayıp etmiş olur, toplum ahlakını bozuyor gibi düşünürler.
Onlar en namusluları, en vatanperverleri ve en dindarlarıdır. Her şeyi ama her şeyi herkesten daha iyi bilebilirler. Birçoğunun en sevdiği cümlelerden bir ikisi " Kitap okumuş ama adam olamamış" ya da " eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır" dır.
Genel olarak zeytinyağı yoğunluğuna ve pişkinliğine sahiptirler, sürekli su üstüne çıkmayı becerebilirler.
Kemalizmi ve Atatürk'ü sorgulanamaz olarak görürler birçoğu, putlaştırmakta da üstlerine yoktur. Tedrisat onlara ne verdiyse, onlar için doğru odur, daha fazlasını araştırmaya ya da öğrenmeye niyetleri yoktur.
Geneli zeki olduğunu ve kendilerinin mükemmele yakın şeyler düşündüğünü zannederler ya da mütevazılığı dünyanın en büyük erdemi olarak görürler. Çünkü onların en çok işlerine gelen erdem mütevazılıktır, bilgisizlikleri,yeteneksizlikleri su yüzüne çıksın istemezler.
Bazıları da komünizmi dinsizlikle eş değer tutar ve bu yüzden Marksizmi mütemadiyen kulaktan dolma bilgilerle, genelde de Rusya'yı ve Çin'i örnek göstererek ölesiye çürütürler. Bu bir başkaldırıdır ve vatanı dinsizlere karşı savunduklarını düşünürler. Birçoğu marksizmle alakalı en ufak bir şey dahi okumamıştır ama Harun Yahya ve türevlerinin yazdığı komünizmi kötüleyen kitaplar, kitaplıklarının en güzel yerinde, onlara entelektüel bir hava katmaktadır.
Sadece bir düşünceyi okuyarak, okumuş olarak doğru yolu bulduklarını düşünürler. Kendilerinden fazlaca emindirler ve birçoğunda ne yazık ki aptal ya da cahil cesareti vardır.
Böylelerine öfke duyuyorum evet. Çünkü insan öncelikle karşısındakine saygı duymalı ve gereksiz romantizmden kaçınmalıdır. Ona ayıp gelen şeyin koskoca bir toplum öyle kabul etmiş olsa dahi kanun hükmünde ayıp kabul edilmesi diye bir şey yoktur. Küfrederek vatan kurtaranlar, kavga ederek erdemci takılmaya çalışanlar bu yazıyı okusunlar. Bu mantığın artık bize bir şey katmadığını ve insanın kendisini geliştirmekle yükümlü olduğunu görebilmek dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder