Öğretmenler günü
Bir öğretmenler günü daha geldi çattı. Meslekteki üçüncü yılım. Lisedeki ders anlatışlarım geliyor aklıma. Öğretebildiğim zamanki küçük mutluluklarım.
Değişen sadece zamandı. Yıllar geçtikçe hissiyatımın derinliği, ülkümün yüceliği azalacağına bilfiil arttı. Gençlik hezeyanlarım yerini öğrencilerimin gözlerindeki parıltıya bıraktı. Onlarla büyüdüm. Sabretmeyi, sevmeyi, paylaşabilmeyi onlarla öğrendim. Yağmur yağarken nöbet tutmanın, tenefüslerde çay içip sohbet etmenin bir mutluluk sebebi olduğunu bilmezdim. Verdiğim bir kitabın o öğrencinin hayatını değiştirebileceğini ön göremezdim.İsmimin anlamının en ihtiyaçları olan duygu olduğunu tahmin edemezdim.
Anneannemi izlerdim küçükken. Çiçeklerine çocukları gibi bakar, onlar büyüyüp serpildiğinde gözlerinin içiyle gülerdi. Her türlü musibete karşı onlara bir kalkan olurdu ve bahar geldiğinde bahçesinin güzelliğine gururla bakardı. Ben bu bakışı o zamanlar hiç anlayamazdım. Ama şimdi anlamakla kalmıyor adeta yaşıyorum. Verdiğim emeklerin karşılığını damla damla gördüğümde karanlıktan aydınlığa süzülen bukle bukle sevinçle doluyorum. Yaşadığımı, , derin nefesler alabildiğimi hissediyorum. Ciğerlerim oksijenle dolup, beynim bu anı idrak edebildiğinde mücadelenin değerini daha da iyi anlıyorum.
Hırslarımın, ihtiraslarımın, var ettiğim kibrin bir hiç olduğunu bir öğrencim bana bakıp gülümsediğinde fark ediyor, geçen zamanın telafisi olmadığını bildiğimden yanlışlarımı doğru sandığım her günüme bir dizi sövüp geçiyorum. Duygusal tatminin gün ve gün doruklarına ulaştığımda "iyi ki öğretmen olmuşum" diyor, kurtarabildiğim her hayatın bana ikinci bi hayat aşıladığını fark ediyorum.
Ama bazen kendimi aciz hissettiğim anlar oluyor. Kendimi heder edip olumlu bir sonuç alamadığımda bunun vebalini taşıma sorumluluğu bilincime ağır geliyor. Bu meslekte yenilgiyi kabullenmek ağrıma gidiyor. Çünkü bizler düşen bir kalenin ok atan son savaşçılarıyız, bize teslim olmak değil gerekirse bu uğurda ölmek yaraşır diyorum. Umutsuzluğa düştüğüm her an bu kararlılık beni yeniden diriltiyor. Yarın bugünden daha aydınlık olacak, çicekler daha güzel kokacak, insanlar birbirine sevgiyle bakacak diyorum.
Biliyorum ki ben bırakırsam , bana inanan herkes bırakacak. Ben inanmazsam, öğrencilerim kaşlarını çatacak. Ben onlara güvenmezsem onlar kendi yanlış bildiklerini doğru okuyacak.
Ve son umut da kaybolacak. Toplumu derinden sızlatan acılar fırsat kollayıp, başka haksızlıklara göz yumacak. Bu uğurda ateşe su götüren karınca olmak ne güzel!
Eğitim umuttur yazmıştı bir öğrencim. Bugün daha umutluyuz ve doğal olarak en güçlüyüz!
Yorumlar
Yorum Gönder