Öğretmenlik üzerine

Bugün öğretmenler günü. İyi ki öğretmen olmuşum dediğim sıradan bir gün aslında. Söze nereden başlasam, içimdekileri nasıl aktarsam bilemiyorum. Kelimeler boğazıma düğümlenirken, yaşadığım heyecanı tasavvur edemiyorum. Hayallerim, dirayetimle çatışırken, gözü karalığımın beni getirdiği bu noktaya bakıp gülümsüyorum.


Eğitime verilen değerin cebimizdeki parayla eşdeğer tutulduğu bu ülkede, işini severek yapmanın, öğretmenliğin hakkını verebilmenin zorluklarını çok iyi biliyorum. Her gün bununla savaşıyorum. Öğretmenliğin kutsiyetini koruyabilmek, öğretmenlerin neden çok değerli olduğuna örnek teşkil edebilmek için, fedakarlığın sınırlarını zorluyorum. Gecemi gündüzüme katıyorum. Bu mesleğin ayaklar altına alınan onurunu göklere çıkarmayı bir şeref meselesi olarak kendime en hakiki misyon ediniyorum.


Durmuyorum. Yorulmuyorum. Savaşlarımızın, bizi birbirimize düşman eden her türlü şerrin, cehaletten kaynaklandığını, bilgiyi içselleştiremeyen toplumların, hoşgörüsüzlük deryasında yelken açıp, yok olmak konusunda nasıl birbirleriyle yarıştığını net bir şekilde görebiliyorum. Gördükçe işime daha da bir şevkle sarılıp, bir öğrencinin daha hayata olumlu bakmasını sağlıyor, sevginin ve samimiyetin insanın en büyük silahı, aklı kullanabilme becerisinin takılan en değerli mücevher olduğuna tüm kalbimle kani oluyorum.


Örnek olmanın, sembol olmanın, yol gösterici olmanın ağırlığını her daim omuzlarımda hissediyor, hissettikçe ağırlaşıyor, hayatlar tanıdıkça hüzünleniyorum. Hüzünlendikçe olgunlaşıyor, empati kurabildikçe insan olmaya bir adım daha yaklaştığımı anlıyorum.



Arada üzüldüğüm oluyor. Güçsüz kaldığımı hissettiğim , sinirlendiğim zamanlar, bir öğrencim omzuma dokunuyor ve bana hocam bu soruyu çözebilir misiniz diyor? çözdüğümde bana bakıp gülümsüyor, gülümsediğinde benim de ona gülümsememi sağlıyor. Biliyorum ki o an ben güçlüyüm hem de çok. Karşılıksız iyilik yapabilmenin hazzını her gün kıyasıya yaşıyor, duygusal tatminin gün ve gün doruklarına ulaşıyorum.



Çok şanslıyım diyorum. Sevdiğim , aşık olduğum mesleği yapıyorum. Bu sebeple başarıyorum. Bana baktığında gözlerinin içi parıldayan öğrencilerimi görüyorum, gördükçe tarifi mümkün olmayan duygu seline kapılıyorum. Onların üzüntüsüyle yaralanıyor, sevinçleriyle bahtiyar oluyorum. Başarılarıyla gururlanıyor, kaybettiklerinde büyük bir azap içine giriyorum. Onlarla yaşıyor, onlarla var oluyorum. Var oldukça değerleniyor, değerlendikçe yaşadığımı anlıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dostlukların bitmesi üzerine

Hakikatin seyahatnamesi

İnsanlardan tiksinmeye başlamak üzerine